Baş Pazarına Gel: Balina başından sinek başına kadar bütün başların sergilendiği bir sergi hayal etsek, bunlar içerinde insan başını beğeniriz.Aynı şekilde bütün eller sergilense, insan elini beğeniriz.Ruhumuzun üstünlüğü ise apaçıktır.Böyle kıymetli cihazlarla donatılan insan, bu nimetlerin şükrünü yerine getirmezse elbette ki hesabı kolay olmaz. DEVE ve İNSAN : Topkapı Sarayı’nı hergün binlerce insan ziyaret ediyor.Bir tek gün olsun, bu sarayın kapısından içeriye bir devenin girdiği ve boynunu uzatarak antika eserleri seyrettiği görülmemiştir.Zira deve antika eserleri anlamaz.Onun anlayacağı şey, Topkapı Sarayı’nın bahçesinde otlamaktır. Topkapı Sarayı kainata, dünyaya örnektir.Bu kainattaki sanat eserleri develer için olmadığı açıktır.Hakiki insan; bu saraya bakıp düşünür, bu tefekkürle insanlığın zirvelerine çıkar.Yoksa sadece bu dünya geçimi ve zevkleri peşinde koşan insanın, bu kainat sarayının bahçesinde otlayan deveden pek farkı kalmaz. ARIYA HÜRMET GÖSTERİLİR Mİ? Arının yaptığı işi yüzlerce fen adamı yapamadığı halde, odamızdan içeriye bir arı girdiğinde hürmet göstermez ve ayağa kalkmayız.Bal yapmak, arıyı hayvanlıktan kurtarmadığı gibi maneviyatı unutarak bir meslekte uzmanlaşması insanın insaniyetini geliştirmez.Madde ile manayı beraber götüren muhterem zatları tebrik ederiz AHİRET YOLCUSU VE ÇEYİZİ: Bir gelin babasının evinden, elini kolunu sallayarak değil, arkasında bir araba çeyizle ayrılır. Ahiret yolcusunun çeyizi de ibadetleridir. İNSANİYET Mİ KEDİ Mİ?: Bir çok hastalıklara uğramış ve her an binlerce ızdırap çeken bir insana, bu ızdıraplı insanlık yerine sağlıklı bir kedi olmayı isteyip istemediği sorulsa, bu teklifi derhal reddedecektir.Kedi, denilince ağzındaki rızkını (mause) beraber düşününüz. Demek insan her halinde Cenab-ı Hakk’a şükür ile görevlidir.Ta ki, küfür ve isyan ile ebedi hayatını kaybetmesin. İNSAN KIYMETLİ Mİ? Bir adamın binlerce ağacı, yüzlerce hayvanı ve bir tane çocuğu olsa, bu kişi ağaçlarının ve hayvanlarının tamamını istediği anda kesebileceği ve hiç bir ceza görmeyeceği halde, çocuğunun bir parmağını dahi kesemez. İşte bu örnek insanın değerini gösterir. BAŞIBOŞ MUYUZ? Yüz tane koyunu olan bir adam, bunları başıboş bırakmayıp, bir çoban tutar.Başkalarının tarlasına girmekten ve kurtlardan korur.Değil koyunları, insanlar, tavuklarını dahi başıboş bırakmıyorlar. Koyunların, tavukların başıboş olmayacağını bilen insan, nasıl oluyor da kendisinin başıboş olduğunu zannedebiliyor? Tavuğuna hassasiyet gösteren insan, nasıl oluyor da Allah’u Tealan’ın kendisini başıboş bırakacağına ihtimal verebiliyor? YALANCI EMZİK DOYURUR MU? Bir çocuk annesinin sütünü emme yaratılışında olduğu halde gerçek memeyi kaybeden ve gıdasız kalan çocuklar, bu defa yalancı emzikleri veya parmaklarını emmeye başlamakta ve böylece kendilerini avutuyorlar. Aynen bu örnekte olduğu gibi, ibadet etmek fıtratında olan insan Allahu Azimuşşân’a kulluk etmeyen kimseler; taşlara, ateşe, güneşe veya doğaya tapmakta veyahut çocuğun kendi parmağını emmesi misali, bizzat kendi nefislerinin emriyle oturur, kalkar, kölesi olur. HUZURUN KALMADI MI? Makamca kendilerinden bir derece yüksek olan biri karşısında, bütün hareketlerini kontrol eden bu aciz insanlar, Halık-ı Allah’ın huzurunda olduklarını bildikleri halde, nasıl O’nun emrine ters hareket edebiliyorlar.”Huzurdan kaçarak huzuru bulamazsın” AHİRET OLMAZSA NE Mİ OLUR? Çocuklar da uçak yaparlar, fakat ona binip uçamazlar. Onlar da oyuncak kaplarda yemek pişirir ve ellerini ağızlarına götürerek dudaklarını açıp yumarlar, fakat karınları doymaz. Onlar da oyun oynarlar birini kumandan yaparlar, fakat onun kumandanlığı ile ordular harekete geçmez, kendisi de kumandan maaşı olamaz.Eğer ahiret yani öldükten sonra dirilme olmazsa, dünyada yaptığımız bütün işler de böyle bir oyundan ileri geçemez. YOLCULUĞUMUZ PARASIZ MI? Üzerinde bulunduğumuz arz sefinesi yani dünya gemisi her gün kendi etrafında bir dönüş yapıyor. Her yıl ise güneş etrafında tam bir tur attırılıyor. Bu yolculukların ücreti bizden istenilmeyecek mi? KENDİ AKLINCA GİDEN NE OLUR? İslam’ın emirlerine uygun hareket etmeyip, kendi aklınca hareket eden bir adam, kuluçkaya girmeyerek veya kuluçkada sebat etmeyerek kendi fikri istikametinde yuvarlanan yumurtaya benzer. O yumurta tavus olamayacağı gibi, bu adam da manen ilerlemeyerek ve cennete layık olamayacaktır. KÖR ADAM-- Kör bir adamın alnına bir lamba takılması halinde, lamba ile birçok kimseler aydınlanmakla beraber, kör adam o ışıktan istifade edemez. Fen adamlarının inançsız kısmı da bu kör adama benzer. Bu sırrı anlamayanlar, kendilerinin ebedi saadetlerini garanti altına almışlar gibi bir edâ ile, başta Edison olmak üzere, bir çok kimselere cennette yer ayarlamakla meşguller. DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN NEDİR? İnsan bir heykele bakınca hemen heykeltraşı hatırlıyor.Buna karşılık aynâda kendisinin kaşı, gözü, saçıyla ilgileniyor. Halbuki, bu halde kendisinin yaratıcısı ve şekillendiricisi olan Allahü Te’âlâ’yı hatırlaması gerekmez mi? “NÜKTELER” Mehmet KIRKINCI (rahmetullahi aleyhi) eserinden derlenmiştir. Mehmet Kılınç.