BİZ NE ARA BU HALE GELDİK ? Bütün alemlerin yaratıcısı olan Allah kainat aleminin halifesi olarak da insanı seçmiştir. İnsanları da kadın ve erkek olarak ikiye ayırıp bütün hayvanat ve nebatatı insanlara hizmetkar etmiştir.Allah insanların ve hayvanların yaratılışlarında birbirlerine karşı daha merhametli olabilmeleri için şefkat duygusunu yerleştirmiştir. İşte bu şefkatin timsali de annelerimizdir. Öyle bir şey ki kainat aleminin en korkak hayvanı olan tavuk dahi yavrularını korumak için ellinde tek sermayesi olan canını dahi tereddütsüz feda edip aslana bile saldırma cesaretine sahiptir. Peki insan hayvandan daha üstün olmasına rağmen şefkat kahramanı olan annelerimiz nasıl oluyor da doğmamış bir çocuğa kıyabiliyor nasıl oluyor da 2 aylık bir bebeği kreşlere bakıcılara bırakabiliyor ve nasıl vicdanı elveriyor da yeni doğmuş çocuğu çöp konteynırlarına cami avlularına bırakıp gidebiliyorlar? Bu sorunların temelinde yatan en önemli sebep kız çocuklarımızın ebeveynleri tarafından iyi bir evlat, iyi bir eş ve iyi bir anne olarak yetiştirilmemesi yatıyor. Çocuğun ilk ve en tesirli muallimi annesidir. Her türlü gelişiminde en temel faktör ailedir. İnsan karakterinin temeli 0-5 yaş arasında atıldığından okul çağına gelmemiş her çocuğun bütün insani değerleri ailesinden alması gerektiği bilinmektedir. Bu manevi değerlerle büyütülmüş her çocuk gerek okulda gerekse sosyal hayatında sağlıklı ve başarılı bir birey olarak karşımıza çıkmaktadır. UNUTULMAMALIDIR Kİ ÇOCUKLARIMIZ DEDİKLERİMİZİ DEĞİL YAPTIKLARIMIZI YAPARLAR. Evlilik gibi kutsi bir durumu bayağılaştıran evlilik programlarını nefessizce izleyen bir annenin çocuğunun televizyon bağımlısı olması kaçınılmaz olduğu gibi işten geldikten sonra çocuğuyla ilgilenmeyip saatlerini televizyon karşısında haber ve maç izleyerek geçiren bir babanın evladının da bu duruma düşmesi kaçınılmazdır. Yani anne ve babanın gündeminde ne olursa çocukların gündeminde de o olur. Çocuğun ruhsal gelişimde üç ana unsur vardır: Sevgi, Disiplin ve İlgi. Yapılan araştırmalara göre temelinde sevgi olmayan hiçbir eğitim başarıya ulaşamaz. Çocuk sadece eğitim hayatında sevgiye ihtiyaç duymaz. Sosyal hayatında sevgiye daha çok ihtiyaç duymaktadır. Nitekim gençlik işlenmeyen bir tarla gibidir kendi haline bırakılsa orada dikenler ısırganlar yetişir. Bu diken ve ısırganların oluşmasının en önemli sebebi çocuğun ailesinde yeterli sevgi ve ilgi görmemesidir. Ebeveynlerin çocuğuna verebileceği en değerli hediye onlara ayıracağı zamandır. Bir baba çocuğuyla top oynarsa , güreşirse vs. anne kızıyla mutfakta zaman geçirip kızının gözlerine bakıp onunla sohbet ederse o tarlada dikenler yerine güller açacaktır. Anne baba olarak şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım! DOĞURMAK ANNELİK , DOYURMAK BABALIK DEĞİLDİR.!!!